Cunda Adası Hakkında

Cunda adası hakkında

Benim güzel evim Cunda'm <3

Cunda hala bakir kalan popüler yerlerden biri bence. Esnafı doğal, fiyatlar şişirilmemiş, bina yığını yok ve en güzeli hala eski dokusunu koruyor.

Cunda Adası'nın Tarihi

Cunda'ya dair en eski anlatı M.Ö 459 yılına, tarihin babası kabul edilen Heredot'a uzanıyor. Ekatonisos adıyla bahsetmiş Yunanlı tarihçi, sonraları adadaki birbirinden güzel çiçeklere ve otlara atıfta "mis kokulu" anlamına gelen Moshonisia denmiş.
Piri Reis ise Yund Adaları içinde söz etmiş. Çok uzun yıllar kullandığı ve bugünkü gayri resmi adı olan Cunda ise İtalyanca kökenli bir denizcilik terimi: 'yelken açmak' anlamına geliyor. Resmi adı da Alibey Adası.
Kurtuluş Savaşı'nda Yunan birliklerine teslim olmayı reddederek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin komutanı olan Yarbay Ali Çetinkaya'dan almış bu ismi.
Cunda sadece taş evleri ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla bile görülmeye değer. Adada, 2 bine yakın tarihi ev var.
Ayvalık'tan çıkarılan dünyaca ünlü sarımsak taşı, bu evlerin ana malzemesi. Lav birikintisiyle oluşan bu taş hem işlenmesindeki kolaylık hem de dayanıklılığı nedeniyle tercih edilmiş. Aynı zamanda doğal klima etkisi yaratıyor. Evlerin içi her zaman serin kalıyor.
Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü 1964 yılında Cunda'da yapılmıştır.

Bu adın Piri Reis’in “Kitab-i Bahriye”sinde geçen Yunda Adalarından galat olduğu sanılıyor. Ulusal Kurtuluş’tan sonra, emperyalist düşmana ilk karşı koyan kahraman komutan anısına “Alibey Adası” adi verildi. Her iki isim de kullanılmaktadır. Ayvalıklı Rumlar buraya “kokulu ada” anlamına gelen “Moshonis” adını vermişlerdir. Bununda ünlü bir korsandan geldiği kayıtlıdır.
Cunda Adası, doğrusunu isterseniz, hangi adi kullanacağımızda biz de tereddütte düşüyoruz. Ayvalık’ı açık denize karşı kapayan, ya da açık denizden sonra mühürleyen bir görünüm taşıyor. Bu adanın, Ayvalık’tan bakıldığında, solundaki boğaza Dalyan Boğazı, sağdaki boğaza Dolap Boğazı adi verilir.
Çok eskiden, bir sandalın geçebileceği kadar sığ olan Dalyan Boğazı, 1880 yılında, iki yıllık bir çalışmayla açıldı, en derin yeri bir kulaçtan üçe indirildi, yirmi kulaç da genişletildi, Bugün Dolap Boğazı dediğimiz yerde bir köprü vardır. Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olma özelliği taşıyan bu köprüden önce, adaya geniş bir salla geçilirdi. Yani 10 yıl öncesine kadar bu şekilde yaşandı. Köprüden sonra Ayvalık’a gelmek için 500 metre uzunluğunda dar bir geçit vardır, bu 1817 tarihinde yapılmıştır. 1900 yıllarında 8-100.000 kişinin oturduğu adada, simdi 2000 dolayında insan barınmaktadır. 1900’lerde 4 ilkokulu, 1 Kız Okulu, 1 Öksüz Yurdu varken, bugün ise sadece 1 İlköğretim okuluyla 1 Yetiştirme Yurdu bulunuyor.

O yıllardaki ahtapot üretimi yılda 100.000 kg. uzumu dışarıdan getirilerek üretilen şarapsa 500.000 kg. olarak saptanmıştır. Yine o yıllara ait elimize gecen, fakat net olmayışı yüzünden burada kullanamadığımız bir kartpostal, bina yoğunluğu, ada ilçesinin büyüklüğünü göstermektedir. Cunda, namı diyar Alibey Adası, Saim Hüseyin Onen’in verdiği bilgiye göre, unlu 31 Mart olayından sonra (1908) bucak oluyor. O tarihe kadar Osmanlı yönetiminde Midilli Valiliğine bağlı bir ilçedir Cunda.